16 Mayıs 2010 Pazar

Algıda Seçicilik

Algıda seçicilik insanların toplumda diğerlerinden ayrılmasını sağlar. Toplumda genellikle sanatçılar için kullanılan ‘’Farklı bakış açısı’’ deyiminin diğer bir açıklaması da denebilir.

Algının kapılarını zorlamak kimin görevi?


Sanatçının? Aydının? Okurun? Körlerin? Tavşanların? Godzilla’nın? Makinelerin? Mickey Mouse’un? Zorlamakla yetkilendirilmiş -ne demekse- olanların?


Kimin?


Herkesin diyemeyiz. Herkes aynı olsaydı dünya yaşanmaz bir hale gelirdi. İnsan olmaktan çıkıp bir makinenin ürettiği makineler haline gelmiş olurduk.


Algıyı kim zorlar?


Zorlaması gereken insanlar daha önceden seçilmez. Zeka kavramını en erken fark eden birey bunu çalıştırmaya başlayıp neden üzerine tasarladığı cümlelerini sonuç olarak ortaya düzgün bir şekilde atmayı başarmışsa bir süre sonra o cümleyi ünlü sözler başlığı altında bir yerlerde okursunuz.


Bilim ve sanat neden üzerine kafa yorarken sonucu hırpalamaya çalışanlar ne neden ne de sonuç üzerine zekâ motorunu çalıştırmaz. Bakmak ile görmek, duymak ile dinlemek arasındaki farkı bu yazıyı okurken düşünürseniz hırpalamaya çalışmaktan çıkar, bireyselliğin size vermiş olduğu gerekli zekâ antrenmanını da yapmış olursunuz. İnsanın hayatı boyunca sarf ettiği cümle ve beyninin ortaya koyduğu ide yumaklarının yüzde seksen yedisi boştur. Ya da jet hızıyla sol kulaktan sağ kulağa doğru hareket ederken, neden ve sonuç ilişkisini belirleyecek olan beynin orta kısmındaki çengellere takılmadan uzay zamana savrulur. Uzay zamandaki tüm boş düşünce yumaklarını bir araya getirdiğinizde ise ortaya anlamlı bir dizin değil kaos çıkar. Kaosun düzen yaratıp yaratamayacağı ise bilinemez. Uzayın sürekli genişlemesi belki de bu yüzdendir. Ses ve görüntülerin uzay zamana savrulmasından doğan kütle, sürekli genişleyen bir boşluğa ihtiyaç hisseder.


Algılanan kavramın zekâda somut hale getirilmesinde geçmişe yönelik kaydedilen düşün dizisi içindeki benzerliği dejavu’yu ortaya çıkarır. An içinde ortaya çıkan kavramın kayıtlı olan diğer kavramların daha önce yarattığı sonuçla benzeşmesi, en son ortaya çıkan kavramın da geçmişle örtüşmesine yol açar. Dejavu, tıpkı aynı derede iki kez yıkanılamayacağı*** gibi aynı kavramın farklı uzay zamanda yer almasına yol açamaz.


Algının seçiciliğinin bilinen hayatta kullanılmasının bireye kattığı artıları düşünebilmek, uzay zamana yollayabileceğiniz ve çengele takılıp biçimlendirilen nadir dizinlerden biridir.



***Herakles

A. Ozan


Digg Google Bookmarks reddit Mixx StumbleUpon Technorati Yahoo! Buzz DesignFloat Delicious BlinkList Furl